Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 741 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17289 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Tekerrüre esas alınan kararda birinci kez tekerrür hükümleri uygulandığından, sanığın ikinci kez mükerrir sayılması gerektiği gözetilmeyerek mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Yakınan ihbarı sonrasında Y... Araştırma Hastanesi kamera kayıtlarının izlenmesi üzerine kameradaki eşgal üzerine aynı gün hastanenin giriş katında bulunan kafeteryada sanığın yakalandığında, samimi olarak suçunu ikrar edip yakınan ... ile henüz müracaatı olmayan müşteki ...'e ait cep telefonlarını hatları olmaksızın kendi rızası ile iade etmesi ve müşteki zarar talebinin olmadığını söylemesi karşısında, sanık hakkında müşteki ...'ya karşı olan eylemi ile ilgili olarak TCK'nın 168/1 maddesinin uygulanması, müşteki ...'e karşı ise soruşturma aşamasında suça konu telefonun hattı olmaksızın müştekinin yakınlarına teslim edilmesi nedeniyle TCK'nın 168/1-4. maddesi uyarınca müşteki ...'in soruşturma aşamasında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının olup olmadığı sorularak sonucuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2-Tekerrüre esas alınan Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2010 tarih, 49 - 489 sayılı kararında iki ayrı suçtan verilen hükümlülük kararı bulunmasına karşın, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi gözetilerek, en ağır cezaya ilişkin mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması gerekirken, her iki mahkumiyet kararının da tekerrüre esas alınması,3-Denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.