Tebliğname No : 6 - 2011/367713MAHKEMESİ : Bilecik Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/06/2011NUMARASI : 2009/157 (E) ve 2011/275 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Katılana ait cep telefonunun çalıştığı kafeden çalındığı, İMEİ numarasından yapılan araştırmada telefonun aynı günden itibaren sanığın hattında 2 gün süreyle kullanıldığının belirlendiği, sanığın savunmalarında telefonu tanımadığı bir seyyar satıcıdan aldığını, uzun süre kullandığını, sonra F..'de bulunan .. İletişim adlı işyerine sattığını, telefonun çalıntı olduğunu bilmediğini, daha sonra sattığı kişinin kendisini arayarak telefonun çalıntı çıktığını söylediğini, telefon bedelini ona ödediğini, satarken nüfus cüzdan fotokopisi, adres ve telefon numarasını verdiğini, hırsızlık yapmadığını savunması karşısında.. İletişim adlı işyerinin sahibinin tanık sıfatıyla beyanı alınarak sanığın kimlik fotokopisi bırakarak adı geçen işyerine telefonu satıp satmadığı hususu sorulup açıklattırılarak eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de, 5237 sayılı TCK.nun 51/3.maddesinin 2.cümlesi uyarınca cezası ertelenen sanık hakkında hükmolunacak denetim süresinin alt sınırının mahkum olunan cezanın süresinden az olamayacağı gözetilmeden sanık hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezasına karar verildiği halde, denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi, b-5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin 3.fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 53. maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına mahkemece karar verilebileceğinin belirtilmesi karşısında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak aynı maddenin (a), (b) ve (d) bentleri ile ( c ) bendindeki hak yoksunluğunun diğer kişiler yönünden uygulanması ve ( e ) bendindeki hak yoksunluğunun ise uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.