Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6844 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5432 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 2 - 2007/128280MAHKEMESİ : Uzunköprü Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/03/2007NUMARASI : 2007/92 Karar - 2007/83 EsasSUÇ : Kasten YaralamaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nın 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1)-5237 sayılı TCK’nun 58.maddesinin 3.fıkrasında “tekerrür halinde sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezasıyla adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunacağı” ve aynı Kanunun 50.maddesinin 2.fıkrasında ise, “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmişse bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği” düzenlenmiştir.Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında mükerrir olması nedeniyle uygulanan maddede seçenek olarak öngörülen yaptırımlardan hakimin tercih hakkı bulunmadığından zorunlu olarak hapis cezasına hükmedilmesi karşısında, bu cezanın koşulların bulunması durumunda aynı Kanun’un 50/1.maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak; 5237 sayılı TCK’nun 50/2. maddesine göre, uygulanan maddede hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve zorunluluk olmaksızın hapis cezasının mahkemece tercih edilmesi halinde bu durumda artık hapis cezası adli para cezasına çevrilemeyecektir.Açıklanan nedenlerle, somut olayda seçenekli cezalardan kısa süreli hapis cezasına tekerrür nedeniyle zorunlu olarak hükmedilmesi gerektiğinden, bu cezanın yasada aranan diğer koşullar bulunduğunda adli para cezası ya da önlemlerden birine çevrilmesine yasal bir engel bulunmadığı halde, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nun 50/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,2)-Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığının değerlendirildiği TCK.nun 51.maddesi uyarınca yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,3)-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca hükmolunan cezanın mükerirlere özgü infaz rejimine çektirilmesine ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde 5275 Sayılı Kanunun 108. maddesinin 4. fıkrası uyarınca denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesine karar verilmesi,4)-5237 Sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 08/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.