MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Avukat ... vekaletname ibraz etmeden, soruşturma aşamasında sanık ... müdafii olarak ifade ve sorguda hazır bulunmuş, kovuşturma aşamasında da yine vekalet ibraz etmeden sanık ... müdafii olarak duruşmalara katılmışsa da, sanık ...'ın kovuşturma aşamasında ilk oturumda savunması alınırken müdafii istemediğini açıkça bildirdiği, bu nedenle Avukat ...'in müdafiilik görevinin sona erdiği, bu müdafiin yüzünde ve sanık ...'ın yokluğunda verilen hükmün sanık ... yönünden temyiz süresini başlatmayacağı ; Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 18.03.2008 gün ve 7/56 sayılı kararı uyarınca, sanığın bilinen en son adresine yöntemine uygun şekilde gerekçeli karar tebliğ edilerek, tebliğe ilişkin belge ile sunması halinde temyiz dilekçesi de dosyasına eklendikten sonra incelenmek üzere dairemize gönderilmesi için mahalline iade edildiği halde, sanığın savunmasında bildirdiği bilinen en son adresine çıkan tebligatın bila tebliğ dönmesinden sonra, sistemde kayıtlı adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre, 31.07.2014 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmişse de, yapılan UYAP sorgulamasında sanığın 25.07.2014 tarihinde hükümlü olarak ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na giriş yaptığının ve tebliğ tarihi itibariyle de cezaevinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğundan, eksiklik giderilmeden dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmakla, belirtilen eksikliğin giderilmesinden sonra iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.