Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6707 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26769 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 2 - 2009/85840MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/01/2009NUMARASI : 2008/265 (E) ve 2009/10 (K)SUÇ : Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I-Alkollü olan sanığın Cumhuriyet Caddesi üzerinde yaya olarak giderken ekip aracıyla oradan geçmekte olan kamu görevlisi polislere yönelik “ne bakıyorsunuz lan şerefzsizler” şeklinde hakaret etmesinden ibaret eyleminin,görevinden dolayı olmayıp görev sırasında gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında,eylemin 5237 sayılı TCK'nın 125/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi, II-Kabule göre de; 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2-Eylemin aleni yerlerden olan Cumhuriyet caddesi üzerinde işlendiği anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanmaması, 3-Sanığın bir fiille birden fazla kişiye karşı hakaret ettiği anlaşıldığından, hakkında TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 4-5271 sayılı CYY'nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a)Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b)Mahkemece,sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c)Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın,aynen iade,suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı ilamında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın mahkemece basit bir araştırma ile belirlenebilecek olan ölçülebilir,maddi zarar olduğu dosya içeriğine göre sanıklara yükletilen kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan dolayı katılanların maddi nitelikte bir zararının söz konusu olmadığının ve sanıkların daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında,hükmolunan cezanın tür ve süresi itibariyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durumunun bulunmadığı anlaşılan sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın sanık tarafından giderilmediği sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” biçimindeki gerekçeyle sanıklar hakkında yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,üst C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA,01/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.