Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6509 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26656 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/14858MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/04/2008NUMARASI : 2007/831 (E) ve 2008/413 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkında kurulan hükümde, temel ceza tayin edilerek, 5237 sayılı TCK.nun 61/4-5. maddesi uyarınca aynı yasanın 125/4. maddesi ile gerekli artırım yapıldıktan sonra, anılan yasanın 43. maddesinin uygulanması gerekirken, zincirleme suç hükümlerinin önce uygulanması, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Ceza yasasında,hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece,öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli,daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde,hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım,aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi 2- 5237 sayılı TCK.nun 53/4.maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında aynı maddenin 1.fıkrasının uygulanamayacağı düzenlenmiş ise de, sanığa hükmedilen 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasının kısa süreli olmadığı,bu nedenle 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, aynı kanun maddesinin 1. fıkrası (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına karar verilebileceği; bu kanun maddesinin 1. fıkrasında gösterilen (a), (b), (d) bentlerindeki diğer hak yoksunluklarının uygulanmasının ise hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olduğu, gözetilmeden, aynı kanun maddesinin 4. fıkrası uyarınca 1. fıkrasının sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi, 3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın mahkemece yapılacak basit bir araştırma sonucu belirlenen maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde katılanların, sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan maddi bir zararının bulunmadığı ve sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken "Müşteki ve müdahilin şikayetçi olması karşısında zararlarının manen de olsa karşılanmadığı görülerek " biçimindeki, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.