Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6499 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26117 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2008/183567MAHKEMESİ : Seferihisar Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/02/2008NUMARASI : 2007/180 (E) ve 2008/10 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I- O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde; O yer Cumhuriyet savcısı 11.02.2008 tarihli hükmü, CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen 1 aylık temyiz süresi geçtikten sonra, 12.03.2008 günü temyiz etmekle, temyiz isteğinin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE II- Sanık müdafii tarafından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki tutanakların incelenmesinde; tanık anlatımları arasında çelişki bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamede yer alan (2) nolu bozma düşüncesine katılınmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın, “Ben böyle rezalet, böyle bir doktor görmedim. Parası olmayan ölsün mü” şeklindeki sözlerinin yanında, “Ben böyle terbiyesiz doktor görmedim” de dediği, tanık beyanları ve sanığın soruşturma evresindeki beyanı ile sabit olduğundan, “Ben böyle terbiyesiz doktor görmedim” sözlerinin hakaret teşkil edip etmediği karar yerinde değerlendirilmeden, sanığın yakınma niteliğinde olup, hakaret suçunun öğelerini taşımayan “Ben böyle rezalet, böyle bir doktor görmedim. Parası olmayan ölsün mü” şeklindeki sözleri nedeniyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Kabul göre; a) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 62/1. maddesi uyarınca verilen cezadan 1/6 oranında indirim yapılırken, 11 ay 20 gün yerine hesap hatası sonucu 11ay 24 gün hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini, b) Sanığın 30.07.2007 tarihli oturumda, katılanın kendisine haksız harekette bulunması nedeniyle “Bu ne rezalet, bu ne biçim doktor, parası olmayan ölsün mü” dediğini savunması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, c) Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1. maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, d) Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Yasanın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan kaynaklanan maddi zararın bulunmaması nedeniyle,hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının a ve c bentlerinde gösterilen nesnel (objektif) koşulların gerçekleştiği gözetilerek; sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “Müştekiye verdiği zararı gidermediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 28/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.