Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6495 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26652 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/13598MAHKEMESİ : Solhan Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/09/2008NUMARASI : 2008/45 (E) ve 2008/121 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Solhan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 13.12.2005 tarihli iddianame ile, köy korucusu olan sanığın, kızının kaybolması nedeniyle, amiri olan jandarma komutanı katılan ile yaptığı telefon görüşmesinde, katılana “Ben sana bilgi vermem bu konu seni aşar, sen ancak tutanak tutmasını, maaşımdan ceza kestirmesini bilirsin, sen vali ile alay komutanı ile konuşamazsın” şeklinde hakaret etiğinden bahisle dava açıldığı ve 25.09.2008 tarihli gerekçeli kararda ise sanığın bu sözlerinin üste saygısız davranış kapsamında, disiplin soruşturmasını gerektirdiği gerekçesi ile hakaret içermediğinin kabul edildiği, sanığın, mahkemece kabul edilen ve iddianamade yer almayan “sen izin verseydin bunlar başıma gelmezdi” şeklindeki sözlerinin ise olayın oluş şekli, tarafların içerisinde bulunduğu ortam ile birlikte değerlendirildiğinde, yakınma niteliğinde olduğu, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Kabule görede; 1- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Suç için, yasada, kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza (hapis cezası) ve para cezası seçenekli olarak öngörülmüş olup da, mahkemece özgürlüğü bağlayıcı cezaya (hapis cezasına) hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez (Yeni TCY.m.50/2). Bu durumda, yasada yalnızca adli para cezasına çevrilemeyeceği belirtildiği için, önlemlere çevrilebilir. TCY.nın 125/3-a maddesindeki suç tanımında hapis cezası ile adli para cezası seçenekli olarak öngörülmüştür. Mahkemece hapis cezasına hükmedilmesine karşın, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle aynı Yasa’nın 50/2.maddesine aykırı davranılması, 3- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’ nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’ nun 231/6-a maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı yasanın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan kaynaklanan maddi zararın bulunmaması nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’ nun 231. Maddesinin 6. fıkrasının a ve c bentlerinde gösterilen nesnel (objektif) koşulların gerçekleştiği gözetilerek; sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. Fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “Müştekiye verdiği zararı gidermediği ” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 28/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.