MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Şikayetçinin, ikamet ettiği sitenin bahçesinin içinde apartmanın doğusuna duvar kenarında park halinde bıraktığı motosikletinin yakıt deposundan benzin çalmaya teşebbüs edildiğini iddia etmesi ve dosya içerisinde olay yeri inceleme, görgü ve tespit tutanağına rastlanmadığının anlaşılması karşısında; suç niteliğinin tayini açısından motosikletin bulunduğu yerin, apartmanın eklentisi niteliğinde bir yer olup olmadığı araştırılarak ve gerektiğinde olay yerinde keşif yapılarak sonucuna göre, apartmanın eklentisi niteliğindeyse eylemin TCK'nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturacağı, apartmanın eklentisi niteliğinde olmadığının belirlenmesi halinde ise eylemin aynı Kanun’un 142/1-e maddesindeki “adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında” hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek TCK’nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,2-TCK'nın 145. maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, TCK'na özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilerek, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar alması halinde ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebilecek ölçüde düşük değerlerin esas alınması suretiyle, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği dikkate alınarak, somut olayda sanığın şikayetçiye ait motosikletten “takdiri kıymet ve teslim tutanağına” göre 7-8 TL değerindeki benzini çalmaya teşebbüs ettiği sırada yakalanması şeklinde gerçekleşen olayda, uygulanma koşulları oluştuğu halde sanık hakkında TCK'nın 145.maddesinin uygulanmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.