MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:I- ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Suça sürüklenen çocuğun daha önce kasıtlı suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CYY’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Suça sürüklenen çocuğun, akrabası olan yakınana ait aracı, beraberindeki diğer ...'in başka bir araçtan aldığı kontak anahtarı ile çalıştırmaya çalışması, ancak anahtarın kontak kilidine uymaması nedeniyle aracı çalıştıramadan yakalanması biçiminde gerçekleşen olayda, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Kanunun 142/1-e maddesinden hüküm kurulması, sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi yapılmamış, dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;5237 sayılı TCK.nun 50/1-d maddesinde öngörülen, cezanın bir katından anlaşılması gerekenin cezanın kendisi olduğu gözetilmeden, hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezası seçenek yaptırıma çevrilirken, ceza süresini aşacak şekilde 1 yıl süreyle tedbire hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezasının TCK.'nun 50/1-d maddesi uyarınca mahkemenin takdirine göre, “5 ay süreyle internet kafelere ve eğlence amaçlı oyun salonlarına gitmekten yasaklanması” seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ise;Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Suça sürüklenen çocuğun, yakınana ait aracı, başka bir araçtan aldığı kontak anahtarı ile çalıştırmaya çalışması, ancak anahtarın kontak kilidine uymaması nedeniyle aracı çalıştıramadan yakalanması biçiminde gerçekleşen olayda, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Kanunun 142/1-e maddesinden hüküm kurulması, 2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas- 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda yakınanın maddi tazminat talebi bulunmadığı gibi dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde suça sürüklenen çocuğa atılı hırsızlığa teşebbüs suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan hakkında, 5271 sayılı CYY.nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3- 5237 sayılı TCK.nun 50/1-d maddesinde öngörülen, cezanın bir katından anlaşılması gerekenin cezanın kendisi olduğu gözetilmeden, hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezası seçenek yaptırıma çevrilirken, ceza süresini aşacak şekilde 1 yıl süreyle tedbire hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.