Tebliğname No : 6 - 2010/84492MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 24. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/10/2009NUMARASI : 2009/238 (E) ve 2009/806 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Yakınan Mustafa’nın bir arkadaşının evinin önüne park ettiği motosikletin, 15.02.2009 günü 20:30 ile 21:15 saatleri aralığında çalındığı, başka bir mağdura ait aracın çalınması olayı ile ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında sanığın evinde arama yapıldığı, arama sonucunda F.T. isimli mağdura ait Hyundai Panelvan marka otomobilin bulunduğu, ayrıca sanığın evinin bahçesinde yakınan M.. D..’a ait motosikletin de ele geçirildiği, sanığın ifadelerinde “söz konusu motosikleti 16.02.2009 tarihinde adını ve açık kimliğini bilmediği Salih isimli bir kişiden 100 TL’ye satın aldığını, hırsızlık yapmadığını” savunduğu, suç tarihinde motosikletin değerinin 1500 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla; motosikletin çalındığı tarih ile sanığın satın aldığını beyan ettiği tarih arasında bir günlük bir sürenin olması, sanığın satın aldığını beyan ettiği kişinin kimlik ve adres bilgileri konusunda hiçbir bilgi verememesi ve satın aldığına dair herhangi bir belge ibraz edememesi, motosikletin suç tarihindeki değeri ile sanığın bildirdiği bedel arasında aşırı fark bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmasının hayatın olağan akışına, ticari uygulamaların kendine özgü yapısına uygun düşmediği ve dosya içerisindeki maddi kanıtlarla örtüşmediği, tüm dosya kapsamındaki kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu düşünülmeden, kanıtların takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de, 5237 Sayılı TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının ( c ). bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın; aynı Yasanın 53/1-c.maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesinin yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’nın 326/son. maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.