Tebliğname No : 2 - 2009/41542MAHKEMESİ : Uşak 2. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/04/2008NUMARASI : 2007/444 (E) ve 2008/308 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yakınanların davaya katılmak istemediğini beyan etmelerine rağmen hakklarında katılma kararı verilmesi sonuca etkili olmadığından tebliğnamedeki bu husustaki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise seçilen cezanın alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1 maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2-Oluş ve dosya kapsamına göre; sanık hakkında hakaret suçundan haksız tahrik hükümleri uygulanırken, tahrikin niteliği ve derecesine göre; 5237 Sayılı TCK'nun 129/1.maddesi gereğince; “ hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi ceza verilmesinden de vazgeçilebileceği” düzenlemesi karşısında hükmün sonuçları itibariyle 5237 sayılı TCK.nun 129/1.maddesinin, aynı Yasanın 29. maddesinde düzenlenen genel nitelikteki haksız tahrik hükmüne göre sanık lehine olduğu da gözetilerek, sanık hakkında hakaret suçundan verilen cezanın, suçun yakınanların haksız tahrik niteliğindeki davranışları nedeniyle işlenmesi nedeniyle indirim yapılmasına karar verilirken tahrikin niteliği ve derecesine göre indirim oranın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi ayrıca uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, 3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde;yakınanların sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararlarının bulunmadığı ve sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında 5271 Sayılı CMK’nun 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “sanığın müştekilerin suçtan doğan zararlarını gidermediği" biçimindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.