Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6017 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25753 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...Suç : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Dosya kapsamına göre,hırsızlığın gerçekleştirildiği yerin yapı malzemelerinin bulunduğu etrafı demirli tel örgü ile çevrili işyerine ait depo bölümü olduğunun anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden hırsızlık suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,2-Yararları birbirine uygun olmayan suça sürüklenen çocuk ... ve temyiz dışı ...ye aynı müdafinin görevlendirilmiş olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 152/2.maddesine aykırı davranılması,3-Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f. maddesinde, gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmalarına karar verilebileceği belirtilmesine rağmen, suça sürüklenen çocuğun rızası alınmadan yazılı şekilde suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan hapis cezalarının kamuya yararlı bir işte çalıştırılması tedbirine çevrilmesine karar verilmesi, 4-5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenen seçenek yaptırımın süresinin, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan sonuç hapis cezanın yarısı ile bir katına kadar olan bir süre olduğu ve bir katından da hükmolunan sonuç hapis cezasının kendisinin anlaşılmasının gerektiği gözetilerek, suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan dolayı TCK’nın 151/1, 31/2, 62. maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis, hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK 'nın 141/1, 143, 35, 31/2, 62, maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası belirlendiği ve TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımın süresinin de belirlenen cezanın yarısı ile bir katı yani hükmolunan hapis ceza süresi arasında takdir edilecek bir süre olması gerektiği gözetilmeden, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından dolayı tayin olunan hapis cezası süresini aşacak şekilde seçenek tedbire hükmedilmesi, 5-5237 sayılı TCK'nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6.maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden, hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından yazılı şekilde karar verilmesi,6-TCK'nın 31. ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11/1. maddeleri uyarınca, 5395 sayılı Kanun'un 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuk bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, cezai sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca danışmanlık tedbirine hükmedilmesi,7-5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olacak şekilde yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası hırsızlık suçundan kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.