Tebliğname No : 4 - 2011/117835MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/11/2008NUMARASI : 2008/502 (E) ve 2008/659 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Bozma üzerine yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)-Katılan tekrar dinlenerek sanığın katılanı kastederek “Cafer Ateistine bir kulp takıp gönderdik, diğer ateist ve dinozorları da zamanı gelince tek tek paketleyip göndereceğim” şeklindeki hakaret içeren sözlerinin katılanın yüzüne karşı mı, yoksa yokluğunda mı söylediği kesin olarak saptanıp yüzüne karşı ise eylemin 765 Sayılı TCK.nun 482. maddesinin 2. fıkrasına, yokluğunda ise aynı kanun maddesinin 1. fıkrasına uyan suçu oluşturacağı ve 1. fıkrasındaki suçu oluşturduğunun tespiti halinde ise suçun ön ödemeye tabi suçlardan olacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)-Sanığın eyleminin 765 Sayılı TCK.nun 482. maddesinin 1. veya 2. fıkralarına uyan hakaret suçunu oluşturabileceği gözetilerek 5237 Sayılı TCK.nun 7. ve 5252 Sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin uyduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK ve 765 sayılı TCK.nun tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak ve 647 sayılı kanun hükümleri de nazara alınmak suretiyle sonuçlar belirlenmesi, bu şekilde belirlenen sonuç cezaların karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe olan kanunun tüm hükümleri birlikte uygulanması gerekirken açıklanan şekilde ve denetime olanak verecek biçimde değerlendirme yapılmadan 5237 sayılı yasa hükümlerinin lehe olduğu kabul edilerek yazılı şekilde bu kanun hükümleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması, 3)-Yargıtay C.Başsavcılığınca 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/2. maddesi uyarınca duruşma yapılıp yeni bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iade edilmesinden önce verilen 12.04.2005 tarihli karar ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.05.2008 tarihli bozma kararından önce verilen 13.02.2006 tarihli kararda sanık hakkında hükmolunan hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği ve aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bu hususun 1412 Sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden bu kez hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi, 4)-Cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca mahkum olunan ceza süresinden az olmamak üzere 1 yıl ile 3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 5)-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak alınacak zararın mahkemece basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı ve katılanın dosyaya yansıyan maddi bir zararının da bulunmadığı gözetilerek daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel mahkumiyetleri bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları nazara alınarak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat değerlendirilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmesi gerekirken “katılanın mağduriyetinin giderilmemesi nedeniyle şartlarının oluşmadığı” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında 5271 Sayılı CMK.nun 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/01/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.