Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5687 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28865 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlaliDosya incelenerek gereği düşünüldü:I- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan kurulan hüküm ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-)Suça sürüklenen çocuk ... ile ilgili olarak... tarafından düzenlenen 19.06.2009 tarihli sağlık kurulu raporunda “zihinsel durumunun sınırda mental kapasitede” olduğunun belirtildiği, sosyal inceleme raporunda ise “....'in hafif düzeyde zihinsel engelli olduğu, karşılıklı iletişim kurmakta zorlandığı, suç kavramını anlayacak bilişsel olgunlukta olmadığı” şeklinde bilgilerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, çocuğun ...a ya da Yüksek Öğrenim Kurumlarına veya birimlerine bağlı bir hastaneye sevk edilerek üzerine atılı suçları işlediği sırada 5237 sayılı TCK'nın 32/1. maddesi kapsamında, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalmaya neden olacak bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı, ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca akıl hastalığı derecesinde olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında rapor alınması, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, suça sürüklenen çocuk ...in akıl hastası olup olmadığına dair herhangi bir araştırma yapılmadan eksik kovuşturmaya dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,2-)Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, suça sürüklenen çocuklar... ve ...'in daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmadıkları, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a. maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Kanun’un 231/6-c. maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zararlar olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre katılanın konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan doğan maddi bir zararının belirlenemediği gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6. fıkrasının (b). bendinde belirtilen, “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, “suç nedeniyle meydana gelen zararın giderilmediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye dayanılarak suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,3-)Katılanın evinin eklentisi olan bahçeye girilmesi suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun işlendiğinin kabul edilmiş olmasına ve gerekçeli karar başlığında da suç adının doğru bir şekilde yazılmış olmasına rağmen, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 116/2. maddesinde düzenlenen işyeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan mahkumiyet kararı verilerek hükümde çelişkiye neden olunması, kabule göre de konut ya da işyeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarının gece vakti işlenmesi hâlinde temel cezanın doğrudan TCK'nın 116/4. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,4-)5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca istemleri aranmaksızın yasal zorunluluk nedeniyle Baro tarafından görevlendirilen müdafiiler için ödenen avukatlık ücretlerinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun oldukları anlaşılan çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesinin, adil yargılanma hakkı ile ilgili ... Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c. maddesine aykırı olduğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, ... müdafii ile ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.