MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetTEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafiileriDosya incelenerek gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının hırsızlık suçundan tayin olunan hapis cezasının infazı aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Başka suçtan aynı yer cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanık ...'ın hükmün tefhim olunduğu oturumda hazır edilmeden, yokluğunda yargılama yapılarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, 2-Sanıkların olay günü müştekinin park halindeki aracının sol arka kapı camını kırıp araçtan dizüstü bilgisayar çaldıkları ve aynı yerdeki diğer araçları kontrol ettikleri sırada devriye gezen güvenlik görevlileri tarafından ellerinde bilgisayar ile görülmeleri üzerine kovalamaca sonucu iki sanığın yakalanması bir sanığın ise kaçması ve çevrede yapılan araştırmada suça konu bilgisayarın bir park içerisinde bulunması şeklinde gerçekleşen eylemlerinde hırsızlık suçunun tamamlandığı gözetilmeden teşebbüs hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi, 3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere; koşullu bir düşme nedeni olan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun (mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin) objektif koşulların varlığı halinde, mahkemece diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re'sen değerlendirilmesi gerektiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade etmesi ve koşulların gerçekleşmesi halinde kamu davasının düşürülmesi olanağı sağlaması nedeniyle doğurduğu sonuçlar itibariyle erteleme kurumuna göre daha sanık lehine olduğu ve sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezalarının "İşlediği suçtan dolayı iki yıldan az hapis cezasına mahkum edilen sanıkların daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyecekleri hususunda mahkememizde oluşan olumlu kanaat nedeniyle TCK'nın 51/1. maddesi gereğince hakkında verilen hükmün takdiren ertelenmesine” karar verildiği, sanıkların adli sicil kayıtlarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların engel teşkil etmediği, diğer ilamlarının ise yargılamaya konu suçun suç tarihinden sonra kesinleştikleri de gözetilip, çalınan bilgisayarın da sanıkların kaçış istikametinde çalılar arasında bulunup müştekiye hasarsız bir şekilde teslim edildiği dikkate alınarak sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, “hapis cezalarının ertelenmesi ve haklarında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmış olması” şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak koşuluyla hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.