Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25236 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda ya da merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, sanığın temyiz dilekçesinin bu suç yönünden itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazla ilgili gerekli kararın mahallince yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE,Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanık ve suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki beyanlarında aracın kapısını kaşık yardımıyla açtıklarını belirtmeleri karşısında eylemlerinin TCK'nın 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı kanunun 142/1-b maddesiyle mahkumiyet hükmü kurulması,2-Sanık hakkında, hırsızlık suçundan TCK'nın 142/1-b ve 143.maddelerine göre hüküm kurulurken “ 2 yıl 4 ay” hapis cezası yerine hesap hatası sonucu “2 yıl 6 ay” hapis cezasına ve suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Yasanın 142/1-b,143 ve 31/3 maddelerine göre hüküm kurulurken “1 yıl 6 ay 20 gün” hapis cezası yerine “1 yıl 8 ay” hapis cezasına hükmolunmak suretiyle sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayini, 3-TCK'nın 50/3. maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş ve fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,4-Suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 53/4. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.