Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5283 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23128 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme, suç eşyasının satın alınmasıDosya incelenerek gereği düşünüldü;I- Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. maddede, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafii, sanıklar ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,II- Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,III- Sanık.... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçları ile sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- 5237 sayılı TCK’nın 142/2-g maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun oluşabilmesi için eylemin, barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyükbaş veya küçükbaş hayvan hakkında gerçekleştirilmesi gerektiği; ev ve eklentisi niteliğindeki yerlerden gerçekleşen eylemlerin ise aynı Kanun'un 142/1-b, 116. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağı gözetilerek; dosya içerisinde yer alan olay yeri inceleme tutanağının eki olan kroki ile bilirkişi raporunun eki olan krokiden, hırsızlık eyleminin, katılana ait etrafı duvar ile çevrili evinin bahçesindeki eklentisi olan ahırdan gerçekleştirildiğinin anlaşılması karşısında, sanık Gökhan ve suça sürüklenen çocuk Mahmut'un eylemlerinin 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/2-g maddesi gereğince uygulama yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,2- Suça sürüklenen çocuk ...hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 31/3. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3- Suça sürüklenen çocuk...'un, diğer sanık ... ile önceden verdikleri karar uyarınca gözcülük yapmak suretiyle suça doğrudan katıldığı gözetilerek hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi yerine, aynı Kanun'un 39. maddesi ile uygulama yapılması,4- Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan, suça sürüklenen çocuk .... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmolunan hapis cezalarının, 5237 sayılı TCK'nın 51.maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmedikleri ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdikleri pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyecekleri konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesinin gerektiği gözetilmeden, “sanığın mağdurun zararını gidermemiş olması” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmolunan cezalarının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,5- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu, ancak; herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ...'ın sabıkasız olduğunun anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun ve sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “zarar giderilmediğinden” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle suça sürüklenen çocuk ve sanık Gökhan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 6- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/4. maddesinde yer alan "kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, suça sürüklenen çocuk Mahmut hakkında, konut dokunulmazlığını bozma suçundan hüküm kurulurken, aynı Kanun'un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi ,7- Sanık...'nın yüklenen suçu işlemediği yönündeki savunması ve sanık ...'nın, sanık ...'in savunmasını destekler beyanda bulunması karşısında, sanığın yükletilen suçu işlediğine ilişkin kanıtların hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtların neler olduğu gösterilip, karar yerinde tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar, suça sürüklenen çocuk ...müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, suça sürüklenen çocuk Mahmut hakkında bozma sonrası kurulacak hükümde CMK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 12/03/2015 gününde hırsızlık suçunun nitelendirilmesine ilişkin bozma yönünden oyçokluğuyla diğer bozma nedenleri yönünden oybirliğiyle karar verildi.