Tebliğname No : 2 - 2012/279995MAHKEMESİ : Sakarya 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/09/2012NUMARASI : 2011/293 (E) ve 2012/1014 (K)SUÇ : Karşılıksız yararlanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19/06/2012 tarihli, 2012/3-97 Esas ve 2012/245 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi de, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesidir. Burada uğranılan zarardan kastedilen maddi zarar olup, manevi zarar bu kapsamda değerlendirilmemelidir. Zararın belirlenmesinde hâkim, ceza yargılamasında şahsi hak davasına yer verilmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak koşuluyla kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hâkimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla tespite çalışmamalıdır. Zira 5271 sayılı Yasanın 231. maddesindeki düzenlemede, kişinin ileride hukuk mahkemesinde şahsi hak davası açmasına ve giderilmediğini düşündüğü gerçek zararının kalan kısmına da hükmedilmesini isteme yönünden bir engel bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bazı olaylarda zarar miktarının herkes tarafından kolaylıkla belirlenebilmesi olanaklı ise de, bazı olaylarda zararın tespiti teknik bilgi gerektirdiğinden, ancak konunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla belirlenebilmektedir. Bu gibi durumlarda zararın miktarı hâkim tarafından belirlenemiyorsa, bilirkişi incelemesi yaptırılmalı ve zararın karşılanması konusunda iradesini gösteren sanıktan, belirlenen bu miktar zararı giderip gidermeyeceği sorulduktan sonra, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı tartışılmalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Katılan vekilinin 30/01/2012 havale tarihli dilekçesinde yıllık abone bedelinin 6000 TL, sanığın eyleminin tespiti için yapılan masrafın 500 TL olduğunu, ayrıca haksız rekabet nedeniyle ancak yerel bilirkişi tarafından belirlenebilecek diğer bir zararın meydana geldiğini belirtmesi, sanık müdafiinin ise 27/09/2012 tarihli oturumda “biz önce belli bir miktarda karşı taraf ile anlaştık. daha sonra vazgeçtiler. Böylelikle anlaşmamız mümkün olmadı. Bizden 6.- 7.000 TL gibi bir meblağ istemişlerdir. Bu miktar müvekkilimin ödeme gücünün üzerinde olduğu için” zararı karşılayamadıklarını belirtmesi karşısında, zararın miktarı hâkim tarafından belirlenemiyorsa, bilirkişiye inceleme yaptırılması ve zararın karşılanması konusunda iradesini gösteren sanıktan, belirlenen bu miktar zararı giderip gidermeyeceğinin sorulması, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.