Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5211 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21643 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiS.SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR : ..., ...Suç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde:Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun' a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteğinin CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ...'ya yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ... ve müşteki ...'ya yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde:Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan hüküm fıkrasından “yapılan tebliğe rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceğinin ihtarına” ilişkin bölümünün çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,d)Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ... a yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığı ihlal, müşteki ...'ya yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise:Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Suça sürüklenen çocuk ...'nin yakalandığı sırada katılan ...'e ait bisikleti sakladığı yeri söyleyerek iadesini sağladığının anlaşılması karşısında, katılandan kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak, rıza göstermesi halinde TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,2-Müşteki ... yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümde iddianamede yer almadığı halde, ek savunma hakkı verilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması suretiyle CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde suça sürüklenen çocuğa yüklenen işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun zarar oluşumuna elverişli bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231.maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen "sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması" koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, "zararın giderilmediği" biçimindeki yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.