Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4946 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 29541 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 2 - 2012/171265MAHKEMESİ : Karasu Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/01/2012NUMARASI : 2011/137 (E) ve 2012/19 (K)SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık İ.. T..'ın 29.08.2012 tarihli dilekçesi ile sanık müdafiinin 21.01.2013 tarihli dilekçesinin temyiz istemi ile birlikte eski hale getirme istemini de içerdiği ve sanığın yokluğunda verilen hükmün tebliğine ilişkin tebligat evrakının diğer sanıklara yapılan tebligatlara ilişkin tebliğ evrakları ile sanığa ait imzayı içeren diğer belgelerin birlikte incelenmesi sonucunda, yokluğunda verilen hükmün tebliğine ilişkin 26.01.2012 tarihli tebligattaki imzanın sanığa ait olmadığına dair eski hale getirme isteminin kabulüne ve sanığın hükmün infazına başlanması ile haberdar olduktan sonra verdiği 29.08.2012 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğuna, karar verilerek yapılan incelemede; Adli sicil kaydına esas birden fazla geçmiş mahkumiyeti bulunan sanık T.. H..' ın hangi ilamı nedeniyle mükerrir sayıldığı belirtilmemiş ise de; adlı sicil kaydına esas olan diğer ilamların suç tarihinden sonra kesinleşmeleri nedeniyle esas alınmalarının mümkün olmadığı bu nedenle, Hendek Sulh Ceza Mahkemesinin 30.07.2007 tarihinde kesinleşen, 13.06.2007 gün, 288-225 sayılı ilamının mükerrirliğe esas alındığı kabul edilmiştir.Geceleyin iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan temel cezanın doğrudan 5237 sayılı TCK'nın 116. maddesinin 4. fıkrası gereğince belirlenmesi gerekirken, önce aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca ceza belirlenerek ve yasada yer almadığı halde belirlenen cezadan ½ oranında artırım yapıldığı belirtildikten sonra TCK' nın 116/4 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası tayini, suça uyan yasa maddesi uyarınca sonuç cezanın doğru belirlenmiş olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I-Yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu, olay yerine ait fotoğraflar, olay yeri krokisi ile şikayetçinin soruşturma aşamasındaki ifadesine göre, şikayetçiye ait ve herhangi bir binanın eklentisi niteliğinde olmayan, alüminyum saç ile çevrilmiş, üstü açık baraka niteliğindeki hurdalıkta bulunan eşyaların çalınması şeklinde gerçekleşen eylemde; hurdalığın ne şekilde bina veya eklentisi niteliğinde olduğu ve TCK' nın 116/2 maddesi anlamında iş yeri sayılması gerektiğine ilişkin kanıtlar açıklanıp tartışılmadan, hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK' nın 141/1 maddesi yerine, aynı kanunun 142/1-b maddesi uyarınca hüküm kurulması ve sanığın iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunda da mahkumiyetine karar verilmesi, II- Kabule göre de; 1-Olay tarihinde güneşin saat 05.53'de doğması nedeniyle gece vaktinin 04.53'de sona erdiği, olay anında olay yerinde bulunan tanık C.. H.. ile şikayetçinin olaydan hemen sonra alınan ifadeleri ile ihbar tutanağında suçun gündüz sayılan saat 05.00' de işlendiğinin belirtilmesi, şikayetçinin olaydan çok sonra kovuşturma aşamasında 20.12.2011 tarihinde verdiği ifadesinde olayın sabaha karşı 04.00 civarında meydana geldiğini belirtmesi, tanık C.. H..' ın ise 20.12.2011 tarihli ifadesinde olayın sabah ezanı okunmadan 20-25 dakika önce meydana geldiğini söylemesi karşısında; suç saati konusunda tanık ve şikayetçinin aşamalardaki ifadeleri arasında oluşan çelişki giderilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 6/1-e. maddesi ışığında, suçun gece zaman diliminde işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan eksik inceleme ile hırsızlık suçundan TCK' nın 143/1. maddesi ile cezada arttırma yapılması ve iş yeri dokunulmazlığının gece işlendiği kabul edilerek TCK' nın 116/4 maddesi uyarınca hüküm kurulması, 2-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulduğu halde, suçun gece vakti işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 143.maddesi uyarınca cezadan artırım yapılırken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden üst sınırından artırım yapılması, 3-Ek savunma hakkı verilmeden sanıklar hakkında TCK’ nın 119/1-c maddesi ile sanık T.. H.. hakkında ayrıca TCK' nın 58. maddesinin uygulanması suretiyle CMK’ nın 226. maddesine aykırı davranılması, 4-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek; 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince sanık T.. H.. hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), sanık İ.. T.. hakkındaki ilamın kesinleşmediğinin anlaşılması nedeniyle, infazın durdurulmasına, sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde salıverilmesi için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, bilgi edinilmesi amacıyla tahliye kararının bir örneğininde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 12/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.