Tebliğname No : 6 - 2010/44997MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/07/2009NUMARASI : 2008/1174 (E) ve 2009/847 (K)SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etmek Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıların, müştekiye ait evin giriş kapısına zarar vererek içeriye girip hırsızlık yaptıklarının anlaşılması karşısında; haklarında mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür. Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-)Yargılamanın yapıldığı esas mahkemesince sorgusu yapılmamış olan sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Yakalama emri üzerine de olsa yargılamasının yapıldığı istinabe mahkemesince, sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediğinin sorulması zorunludur. İnceleme konusu dosyada hakkında yakalama emri düzenlenen ve Trabzon E tipi Kapalı Cezaevinde başka suçtan tutuklu olup Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesince, cezaevinde istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanık L.. P.., sorgusunda önce ifadesini yargılamanın yapıldığı esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmayarak, 5271 sayılı CMK'nun 196/2 maddesine aykırı şekilde yapılan sorgusu, esas alınmak suretiyle, sanık hakkında hükümlülük kararı verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2-)Soruşturma evresinde olayın tek görgü tanığı olarak dinlenen M. Ç. ile mağdurun kovuşturma evresindeki anlatımlarında “kadınlardan biri kaçarken bu eşyaları atmış, caminin imamı almış, 5-6 gün sonra teslim aldım” şeklinde bahsi geçen imamın kimliği tesbit edilerek tanık sıfatı ile dinlenilip suça konu eşyaların elde ediliş biçimi de araştırılarak, sanıkların kesintisiz takibi sırasında suça konu altınların atılmış olması halinde eylemin kalkışma aşamasında kalmış olacağı da değerlendirilerek, takibin kesintiye uğraması halinde ise suçun tamamlandığının kabul edilebileceği, bu durumda da, yakalanmayan sanığın atmış olması halinde, sanığın kolaylıkla yanında götürebileceği altınları götürmeyip atmış olmasına göre 5237 Sayılı TCK.nun 168/1.maddesinin uygulanma olanağıda tartışılarak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.