Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 452 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 2309 - Esas Yıl 2005





Bilirkişilik görevini savsaklama suçundan sanık ..... ......'ın yapılan yargılaması sonucunda; MAHKUMİYETİNE dair (AYDIN) 1.Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 2.6.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 25.2.2005 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü.Sanık hakkında bilirkişilik görevini savsaklama suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda; eyleminin 765 Sayılı TCK.nun 282. maddesine uygun gerçekleştiğinin kabulü ile kurulan hükmün sanık tarafından temyizi üzerine yapılan incelemesinde:1-765 sayılı TCK.nun 282. maddesindeki suçun oluşabilmesi için bilirkişinin davet olunup da asılsız bir sebep ileri sürerek gelmemesi veya gelip de asılsız bir sebep ileri sürmek suretiyle bilirkişilik yapmaktan imtina etmiş olması gerekir. Olayımızda ise, sanığın Aydın Sulh hukuk Mahkemesinin 1996/511 değişik iş sayılı dosyasında, bilirkişi olarak tayin edildiği ve davete icap ederek, yemini yaptırılıp dosya kendisine teslim edildiği halde, raporunu hazırlayarak dosyayı mahkemesine vermekte savsama eyleminde 765 sayılı TCK.nun 282. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı ve Sulh Hukuk Mahkemesince hakkında HUMK.nun 278. maddesi uyarınca işlem yapıldığı da nazara alınarak, atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Kabule göre de; 12.10.2004 gün ve 25611 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" şeklinde düzenleme yapılmış, 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9.maddesinde ise, lehe olan hükümlerin uygulanması usulleri belirlenmiş, bu kanunun 12.maddesi ile de 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca l.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin kurallar yeniden düzenlenmiş, 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 18.maddesi ile de, 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Açıklanan tüm bu düzenlemelerin hüküm tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olması karşısında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7.maddesi ile 5252 Sayılı Kanunun 9.maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 26.1.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.