Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4257 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 23769 - Esas Yıl 2010





Tebliğname No : 2 - 2008/267260MAHKEMESİ : Kartal 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/03/2008NUMARASI : 2007/767 (E) ve 2008/188 (K)SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın katılan kuruma kaçak elektrik bedelini ödemediği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (c )bendinde yazılı “suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” koşulunun bulunmaması nedeniyle,sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden; “sanık hakkındaki cezalar ertelendiğinden şartlarının bulunmadığı” şeklindeki yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi bozma nedeni yapılmamış ve dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)-Sanığın işyerinde bulunan ve müdahale edilmek suretiyle kaçak elektrik kullanılan sayacın suç tarihinden önce katılan kurum görevlileri tarafından mühürlenip mühürlenmediği araştırılıp, varsa mühürleme tutanağı getirtilip sanığın eyleminin 765 sayılı TCK.nun 491/ilk veya 492/2. maddelerinden hangisine uyan suçu oluşturduğu tespit edilip, kaçak kullanılan elektriğin suç tarihindeki normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız değeri bilirkişiye hesaplattırılıp 765 Sayılı TCK.nun 522. maddesinin uygulanmasında hesaplattırılan bu değer esas alınıp 5237 Sayılı TCK.nun 7. ve 5252 Sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin uyduğu tespit edilen edilen 765 sayılı TCK. ve 5237 sayılı TCK.nun tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak suretiyle sonuçlar belirlenmesi, bu şekilde belirlenen sonuç cezaların karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe olan kanunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden kaçak kullanılan elektriğin suç tarihindeki değerinin pek fahiş olduğu kabul edilerek yapılan karşılaştırma sonucunda 5237 Sayılı TCK hükümlerinin sanık lehine olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)-Kabule göre de: a)-5237 Sayılı TCK.nun 51/2. maddesinde, “cezanın ertelenmesinin, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği” belirtilerek ertelemenin hangi koşullara bağlı tutulabileceğinin sınırlı olarak sayıldığı gözetilmeden sanık hakkında hükmolunan cezanın “bir yıl süre alkollü veya kasıtlı başka bir suç işlememek” şeklindeki yasada belirtilmeyen koşullarla koşullu olarak ertelenmesine karar verilmesi, b)-Cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 51/3. maddesi uyarınca mahkum olunan ceza süresinden az olmamak üzere bir yıl ile üç yıl arasında bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, c)-5237 Sayılı TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinde sözkonusu edilen hak yoksunluklarının uygulanmamasına karar verilebileceği halde, sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının kısa süreli olmadığı gözetilmeden erteleme nedeniyle 5237 Sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 27/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.