MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suça sürüklenen çocuk ... (...)'nın kendisine müdafii atandığından haberi olmadığı, suça sürüklenen çocuğun yokluğunda, zorunlu müdafiinin yüzüne karşı verilen karara karşı zorunlu müdafiinin temyiz isteminin bulunmadığının ve suça sürüklenen çocuk adına çıkarılan tebligatın mernis adresine Tebligat Kanunu 35. maddesi şartlarına aykırı olarak tebliğ edildiği ve yapılan bu tebliğ işlemi geçerli olmayacağından, suça sürüklenen çocuğun kanuni temsilcisi vekilinin öğrenme üzerine yapmış olduğu 16.01.2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve süresinde olmadığı gerekçesi ile temyiz isteminin reddine dair 04.01.2012 tarih ve 1048-641 sayılı ek karar kaldırılarak yapılan incelemede; I- Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk kanuni temsilcisi vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince; Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan eylemine uyan TCK'nın 142/1-b, 116/1, 31/3. maddelerinde öngörülen cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu TCK'nın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddeleri uyarınca hesaplanan 7 yıl 12 aylık zamanaşımının, suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun kanuni temsilcisi vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 17/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.