Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31377 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24411 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 2 - 2013/377525MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/09/2013NUMARASI : 2013/222 (E) ve 2013/457 (K)SUÇ : Karşılıksız yararlanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yokluğunda verilen hükmün, katılan vekiline 11/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, katılan vekilinin de temyiz dilekçesini Uyap üzerinden e-imzalı olarak İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesi yerine sehven İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesine 11/10/2013 tarihinde gönderdiği anlaşılmakla tebliğnamenin, katılan vekilinin temyiz isteminin reddi düşüncesine katılınmamıştır. I- Mahkemenin 18/09/2012 tarihli beraat hükmünün, Dairemizin 11/04/2013 tarihli ilamı ile "sanığa, süresi içinde doğan zararı giderdiği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu" gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, sanığa çıkartılan ihtarlı davetiyenin tebliğ edilemediğinin ve usulüne uygun bildirimin yapılamadığının anlaşılması karşısında, sanığa “bilirkişinin hesapladığı kurum zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" ilişkin bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,II-Kabule göre de; 1-Tanık Sabri'nin alınan beyanlarında, suça konu yerin kayın validesi ve mirasçılarına ait olduğu, 2008 yılı Haziran ayında noterde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhit olarak sanığa verdiklerini ancak sanığın sonradan işi bıraktığı 2009 yılı Ocak ayında yeni bir müteahhit ile sözleşme imzaladıklarını, kaçak elektrik kullananların sanığın inşaatta kalan işçileri olabileceğini belirttiği; sanığın alınan savunmasında suça konu yerde müteahhitlik yapmadığını belirtmesi karşısında; dosya içerisinde bulunan kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki, sözleşmeye konu ada ve parsel numarası belirtilen yerin suça konu yer olup olmadığı, tanığın beyanında belirttiği, sanıktan sonraki yeni müteahhitin işe ne zaman başladığı ve tutanak tarihinde suça konu yerin kimin kullanımında olduğu araştırılıp kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, 2- Mahkemece, sanık hakkında kurulan beraat kararının gerekçesinde "sanığın suça konu enerji hırsızlığı eylemini bizzat gerçekleştirdiği veya bilgisi dahilinde suça konu eylemin gerçekleştirildiği yönünde savunmasının aksini gösterir yönde her türlü şüpheden uzak, kati yasal ve inandırıcı delil elde edilemediğinden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e. maddesi gereğince sanığın üzerine atılı suçtan beraatine" karar verildiğinin belirtildiği; ancak hüküm fıkrasında, "sanığın yargılandığı suç nedeniyle, suç tarihinden sonra değişiklik yapan 6352 sayılı Kanun'un 83. maddesi ile değişik TCK'nın 163/3. maddesi gereğince, sanığın kullanımının tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde olmadığı belirtilerek sanığı üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK'nın 223/2a. maddesi gereğince beraatine" karar verildiği belirtilerek gerekçe ve hüküm fıkrasında çelişkiye düşülmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.