MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, hırsızılk, işyeri dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olan çocuklarla ilgili olarak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35.maddesi uyarınca işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulması gereken sosyal inceleme raporlarının bu dosya kapsamında ayrıca düzenlenmediği, ancak aynı mahkemede başka bir dosya kapsamında yapılan yargılama sırasında düzenlenmiş olan sosyal inceleme raporlarının birer örneklerinin dosya içerisine konulduğu,...Devlet Hastanesinde görevli uzman doktor tarafından 12.10.2011 tarihinde düzenlenen 1517 ve 1518 protokol numaralı raporlarda “... ve ...'in işledikleri fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ile davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin gelişmiş olduğunun” belirtilmesi karşısında; suça sürüklenen çocukların, işledikleri fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama, bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmiş olduğuna ilişkin mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu konuyla ilgili bozma düşüncesine katılınmamıştır.Yargılamanın yapıldığı tarihlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuklar ile ilgili duruşmaların kapalı yapılması, hükmün de kapalı duruşmada açıklanması gerektiği gözetilmeden, 04.10.2012 tarihinde aleni duruşma yapılarak aynı duruşmada hükmün açıklanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185.maddesine aykırı davranılması, telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdur ...'a karşı mala zarar verme suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davada hüküm kurulmadığı anlaşılmakta ise de, zamanaşımı süresi içinde bu konuda bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür.I)-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 Sayılı Kanunun 26.maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede, bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamayacağının belirtildiği, hüküm tarihine göre çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan hükmolunan cezaların miktarları ve türleri dikkate alındığında, söz konusu hükümlerin temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,II)-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdurlar ..., ...'e karşı işledikleri hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,III)-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdurlar ..., ... ve ...'a karşı işledikleri hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;Mağdur ...'a yönelik hırsızlık suçu ile ilgili olarak, 02.10.2011 tarihinde başka bir soruşturma kapsamında yakalanan ...'nın, kolluk görevlilerine bir çok hırsızlık olayı ile ilgili açıklamalar yaptığı, bu kapsamda mağdur ...'a ait motosikletin rengi, plakası, motosikletin bulunduğu mahalle ve sokak ile ilgili bilgiler verdikleri ve söz konusu bilgilerin dosya içeriğine uygun düştüğü, ...'nın atılı suçu ... ile birlikte işlediklerini beyan ettiği, 12.10.2011 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenen çocuklara mağdur ...'un ifadesinin okunduğu, suça sürülenen çocukların ise “suçun tarihi, işleniş biçimi ve motosikletin rengi konusunda mağdurun anlatımlarına uygun açıklamalar yaparak yüklenen suçun kendileri tarafından işlendiğini kabul ettiklerinin” anlaşılması karşısında; mağdur ...'a karşı işlenen ve teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçunun, suça sürüklenen çocuklar tarafından işlediği kabul edilerek haklarında mahkûmiyet hükmü kurulmasında isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamış, Mağdur ...'ın sokağa park ettiği ve kapılarını kilitlediği aracın kapısını bir şekilde açarak, aracın içindeki eşyaları alan çocukların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 141/1.maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5275 sayılı Yasanın 106/4.maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki hükmü dikkate alınmadan, hüküm fıkralarında suça sürüklenen çocukların adli para cezasını ödememeleri halinde, ödenmeyen adlî para cezalarının hapis cezasına çevrileceğinin belirtilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Yasa'nın 322.maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkralarında yer alan “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” ilişkin kısımların çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,IV)-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mağdurlar ... ve ...'ye karşı işledikleri hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;Mağdur ...'ye karşı işlenen hırsızlık suçu ile ilgili kararın hüküm fıkrasında mağdurun adının “Hasan Dereli” şeklinde yazılmış olması, mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-)Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...'ye karşı işlediği iddia edilen hırsızlık suçu ile ilgili olarak, suça sürüklenen çocuk ...'in, yüklenen suçu işlemediğine ilişkin savunmasının aksine, diğer sanık ...'nın suç atma biçimindeki anlatımları dışında, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtların nelerden ibaret olduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,2-)Mağdurların anlatımlarına göre suç tarihlerinde kesin olarak belirlenemeyen zaman dilimlerinde hırsızlık olaylarının meydana geldiği, suça sürüklenen çocuk ...'nın atılı suçları gece vakti işlediğini belirtmesine rağmen fiili işlediği sırada saatin kaç olduğu konusunda yeterli bilgi vermediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e. maddesi uyarınca gece vakti deyiminden güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresinin anlaşılması gerektiği gözetilerek, fiili işledikleri sırada saatin kaç olduğu hususu suça sürüklenen çocuklardan sorulup, suçun işlendiği zaman dilimlerinin kesin olarak tespit edilmesi, sonucuna göre çocukların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, mağdurlara yönelik suçların gece vakti işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayanılarak TCK'nın 143.maddesinin uygulanması,3-)Mağdur ...'e yönelik hırsızlık suçu ile ilgili olarak, soruşturma evresinde kolluk görevlilerince düzenlenen 26.08.2011 tarihli görgü tespit tutanağı ve olay yeri krokisindeki bilgiler ile mağdurun anlatımlarına göre, mağdura ait konutun eklentisi niteliğindeki etrafı duvar ile çevrili bahçenin içerisinde bulunan motosikletin çalındığı olayda; suça sürüklenen çocukların eylemlerinin TCK'nın 142/1-b. maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanun'un 141/1.maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza verilmesi,4-)Mağdur ...'e yönelik hırsızlık suçu ile ilgili olarak, “motosikletin iade edildiğine ve zararının bulunmadığına” ilişkin mağdurun duruşmadaki beyanları açıklattırılarak, motosikletin hangi aşamada kendisine iade edildiği, zararın kim tarafından ne şekilde giderildiği hususlarının sorulması, pişmanlık sonucu iade ve tazminin söz konusu olup olmadığı araştırılarak, sonucuna etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi, 5-)Mağdur ...'e yönelik hırsızlık suçu ile ilgili olarak, 5275 Sayılı Yasanın 106/4.maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki hükmü dikkate alınmadan, hüküm fıkrasında suça sürüklenen çocukların adli para cezasını ödememeleri halinde, ödenmeyen adlî para cezasının hapis cezasına çevrileceğinin belirtilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son. maddesi gereğince yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.