Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 30880 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8363 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 4 - 2010/50483MAHKEMESİ : İstanbul 21. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/07/2009NUMARASI : 2008/410 (E) ve 2009/837 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında temel adli para cezası miktarının yasal ölçülerde belirlenmesi karşısında, tebliğnamedeki buna dair bozma düşüncesi benimsenmemiş ve adliye koridorunun aleni yerlerden olması nedeniyle hükmolunan cezanın TCK'nın 125/4. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Sanığın tanık sıfatıyla beyanda bulunmak üzere geldiği adliye koridorunda, rahatsızlığından dolayı duruşmayı öne alma talebini kabul etmeyen katılan mahkeme mübaşirine kızarak; “ben şeker hastasıyım, sana ve başkanına başlarım” demesi biçimindeki eyleminde, mahkeme hakimi dinlenerek bu sözleri duyup duymadığı sorulmadan ve hakime yönelik sözler açısından yükletilen suçun iletişim ve ihtilat unsurlarının ne suretle oluştuğu tartışılıp açıklanmadan, sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinin uygulanması, 2-TCK’nın 52/1. maddesinde “adli para cezası beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 61/8. maddesinde yer alan “adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur” biçimindeki düzenleme uyarınca, adli para cezasına hükmedilirken kanundaki sınırlar arasında temel cezanın gün birimi olarak belirlenmesi, artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması gerektiği gözetilmeden, kurulan hükümde birim gün sayısı belirlenip bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılarak bu adli para cezası üzerinden artırım yapılmak suretiyle 5 lira fazla cezaya hükmedilmesi, 3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 esas- 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda katılan ve yakınanın maddi tazminat talebi bulunmadıkları gibi dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa atılı hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında, CMK'nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “zararın giderilmediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 24/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.