MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet, Temyiz isteminin reddiDosya incelenerek gereği düşünüldü;I) Sanık ...'in temyiz isteminin incelenmesinde;Temyiz isteminin reddine ilişkin 24.11.2011 tarihli ve 2008/84 Esas, 2011/864 Karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik sanık ...'ın temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın istem gibi ONANMASINA, II) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 13. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL harç alınması hükme bağlanmış, anılan yasa maddesi Anayasa Mahkemesi’nin 20.10.2011 tarihli ve 2011/54-142 sayılı kararı ile iptal edilerek, iptal hükmünün kararın resmi gazetede yayımlandığı 28.12.2011 tarihinden başlayarak altı ay sonra (29.06.2012) tarihinde yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin iptal hükmünün gerekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını da dikkate alarak yargı hizmetlerinin karşılığında harç alınmasını, “mahkemeye erişim hakkının engellenmemesi” bağlamında değerlendirdiği, bu kapsamda belirlenen kriterlerden birisi olan “ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adli yardım sisteminin olması” koşulunun ülkemizde yeterince bulunmamasının iptal kararının dayanağını oluşturduğu gözetildiğinde, anılan hususun Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğe girmesi beklenmeksizin, temel haklarla ilgili Uluslararası Sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları dikkate alınarak iç hukukta uygulanması gerektiği anlaşılmakla, sanık ...'nin temyiz isteminin reddine dair 16.11.2011 tarihli ve 2008/84 Esas, 2011/864 Karar sayılı ek karar kaldırılarak, 27.10.2011 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde,Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının ( c ). bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan sanığın; aynı Yasa'nın 53/1-c. maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden, aynı Yasa'nın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;1-) Sanık ...'un, yanındaki iki arkadaşı ile birlikte ... plakalı araca binerek... Bulvarına gittikleri, aracı bulvar üzerine park ettikleri, sanık ...'nin arkadaşlarından birisinin araçtan inip, yolda yürüyen mağrur ...'nin omuzunda bulunan çantayı çekip aldığı, daha sonra ...plakalı araca binerek olay yerinden kaçtıkları, polis memuru olan ...'ın ... plakalı araçta üç kişinin bulunduğunu görüp, aracın gittiği yönü karakoldaki arkadaşlarına bildirdiği, bir süre sonra sanık ...'un ... plakalı araçta yakalandığı, aracın içerisinde mağdura ait eşyaların bir kısmının ele geçirildiği, sanık ...'nin ifadesinde “aracın içerisinde bulunan kişilerden birisinin ... olduğunu” beyan etmesine rağmen, sanık ...'ın suçlamayı kabul etmediği, araç kiralama şirketinin yetkilisi olan ...'ın soruşturma evresinde ...'un yanında bulunan kişiyi tarif ettiği ve beyanlarının tutanağa bağlandığının anlaşılması karşısında;Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden birisinin sanık ... olup olmadığının tespit edilebilmesi amacıyla 5271 sayılı CMK'nın 81, Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fiziki Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 15. maddeleri uyarınca sanığın fotoğrafı, beden ölçüleri, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak eşkâl bilgileri ile sesi ve görüntülerinin uzman kolluk mensupları tarafından kayda alınarak mağdur ... ile tanıklar ...ve ...'a gösterilmesi, gerektiğinde sanık ile mağdur ve tanıkların yüzleştirilmesi, olaydaki faillerden birisinin sanık ... olup olmadığının belirlenmesi bakımından teşhis yaptırılması, tüm deliller toplandıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, belirtilen araştırmalar yapılmadan, sanığın yüklenen suçu işlemediğine yönelik savunmasının aksine, diğer sanık ...'nin suç atma biçimindeki anlatımları dışında, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilmeden, eksik kovuşturmaya ve yetersiz gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,2-) Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının ( c ). bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan sanığın; aynı Yasa'nın 53/1-c. maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.