MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesinin 1.fıkrasına göre hakim, somut olayda; bu fıkrada yedi bent halinde sayılan hususları ve aynı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasındaki “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki yasal düzenlemeleri gözönünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. Cezanın iki sınır arasında tayin ve takdiri mahkemenin yetkisi içinde ise de, hakim bu takdir hakkını adalet ve nesafet kuralları ile sınırlı olarak kullanmalıdır. Somut olayda "suçun işleniş şekli, sanığın kastının yoğunluğu, kişisel durumu, çalınan eşyanın değeri" gerekçe gösterilmiş ise de, sanığın soruşturma aşamasında suçlamayı kabul ettiği, zararı karşılamak için çaba gösterdiği, kısmi iadenin sağlandığı, katılanın beyanına göre kalan zararının 2.500,00 TL olduğu ve bu miktarın satın alma gücüne göre çok yüksek olmadığı gözönüne alındığında gösterilen gerekçenin dosya içeriğiyle uyuşmadığı gözetilmeden, adalet ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak en üst sınırdan yazılı şekilde ceza tayini, 2- Sanık ve yakınları tarafından suça konu malların bir kısmının iade edilmesi ve ayrıca katılana 1.700, TL tutarında ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında; katılanın iş yerinden çalınan malzemelerin tam olarak tesbiti ve değer takdiri yapılmaksızın, yalnızca katılanın beyanı ile 6.000,00 TL zarar oluştuğu kabul edilerek, sanık tarafından tam iadenin gerçekleştirilmiş olup olmadığı araştırılmadan, katılanın etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunmadığı gerekçesiyle TCK'nın 168. maddesi gereğince indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3- Geçmiş hükümlülüğü bulunmayan sanığın, olaydan sonra yakalanması üzerine suçunu ikrar ederek yargılamaya yardımcı olması ve dosya içeriğine göre duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz kişiliğinin de tesbit edilemediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi ile ilgili değerlendirme yapılırken takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, suçtan pişmanlık duymaması biçiminde yeterli olmayan gerekçe ile hakkında 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.