Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30133 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1500 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlalHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;I-) Mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde: Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddede, bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar, hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen (üçbin Türk Lirası dahil) üçbin Türk Lirasına kadar adli para cezasına mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihi itibariyle temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun'un 317. maddesi gereğince istem gibi (REDDİNE),II-) Hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde: Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre, temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi(ONANMASINA), III-) İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas - 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde katılanın yüklenen işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu sebebiyle uğradığı bir zarar bulunmadığı gibi herhangi bir tazminat isteminin de bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “suça sürüklenen çocuğun kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken “suça sürüklenen çocuğun ,katılanın zararlarını karşılamaması” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2- İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 116/2, 119/1-c, 43/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 266 gün yerine 250 gün karşılığı adli para cezası ve aynı Kanun'un 52/2. maddesi uyarınca bir gün karşılığı 20 TL hesabıyla sonuç cezanın 5320 TL yerine 5000 TL olarak eksik ceza belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.