Tebliğname No : 2 - 2012/254000MAHKEMESİ : Kars 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/03/2012NUMARASI : 2010/317 (E) ve 2012/183 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yokluğunda verilen kararın, sanık tarafından 03.05.2012 tarihinde temyiz edildiği, mahkemece 31.03.2011 tarihinde kabul edilen 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin hızlandırılması amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca 46.00 lira harç yatırılarak makbuzun mahkemeye gönderilmesi gerektiği, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içerisinde harç yatırılıp makbuzu mahkemeye gönderildiğinde dosyanın temyize gönderileceği aksi halde, temyiz isteminden vazgeçmiş sayılarak temyiz talebinin reddine karar verileceğini belirtir ihtarname düzenlenerek 13.06.2012 tarihinde sanığa tebliğ edildiği,sanığın aynı tarihli ifade tutanağında cezaevinde olması nedeniyle maddi durumunun olmadığını,masrafın mahkemece karşılanmasını istediğini belirttiği anlaşılmıştır. 14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 13. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 lira harç alınması hükme bağlanmış ve anılan yasa maddesi Anayasa Mahkemesinin 20.10.2011 tarih ve 2011/54-142 sayılı kararı ile iptal edilerek, iptal hükmünün kararın Resmi Gazetede yayımlandığı 29.12.2011 tarihinden başlayarak altı ay sonra (29.06.2012) tarihinde yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin iptal hükmünün gerekçesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında değerlendirdiği, mahkemeye erişim hakkının engellenmemesi bağlamında belirlediği kriterlerden birisi olan, “ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adli yardım sisteminin olması” koşulunun ülkemizde yeterince bulunmamasına dayandırdığı gözetildiğinde, anılan hususun Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girmesi beklenmeksizin temel haklarla ilgili Uluslararası Sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları dikkate alınarak iç hukukta uygulanması gerektiği gözetilerek tebliğnamadeki düşünceye katılınmamıştır. Oluş ve tüm dosya kapsamından ,sanığın hırsızlık olaylarını mağdurların çalıştığı işyerlerinin içerisinde gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında ,eylemlerin 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden , suç vasfının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı yasanın 141/1 maddesi gereğince uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Hükümden önce 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa'nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesi uyarınca ve bu maddenin 6.fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7.maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.