Tebliğname No : 2 - 2013/300639MAHKEMESİ : Muş 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/01/2013NUMARASI : 2012/678 (E) ve 2013/132 (K)Suç : Karşılıksız yararlanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 232/6 ve 34/2. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesine göre kararlarda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şekillerinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde; 07.05.2008 tarihinde sanık Abdulgafur'un yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin “tefhimden” itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine “hükmün tefhim ve tebliğden” itibaren başlayacağı belirtilerek sanığın yanıltıldığı, bu nedenle temyiz süresinin usulüne uygun tebligattan sonra işlemeye başlayacağı, gerekçeli kararın 24.06.2008 tarihinde sanıkla aynı konutta oturan kardeşi A. K'ya tebliğ edildiği, sanık müdafiinin de 03.07.2008 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca “muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır.” Aynı Kanun'un 24. maddesine göre “Kendisine tebliğ yapılacak kimse imza edecek kadar yazı bilmez veya imza edemiyecek durumda bulunursa, komşularından bir kişi huzurunda sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ yapılır. Sol elinin baş parmağı bulunmıyan kimsenin, aynı elinin diğer bir parmağı ve sol eli yoksa sağ elinin baş parmağı ve bu da mevcut değilse diğer parmaklarından biri bastırılır. Tebliğ yapılacak kimsenin iki eli de yoksa tebliğ evrakı kendisine verilir.Yukardaki fıkralarda yazılı hallerde keyfiyet, tebliğ mazbatasında tasrih edilir ve hazır bulunan şahsa da imza ettirilir. Okur yazar bir komşu bulunmaz veya bulunan komşu imzadan imtina ederse, tebliğ memuru o mahalle veya köyün muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birini veyahut bir zabıta memurunu, tebliğ sırasında hazır bulunmak üzere davet eder ve tebligat bunların huzurunda yapılır.”Elektronik ortamda UYAP-MERNİS’ten alınan nüfus kayıt örneği incelendiğinde tebligatın yapıldığı tarih itibariyle A. K.'nın 17 yaşında olduğu görülmektedir. Ayrıca köy muhtarı tarafından düzenlenen ve komşulardan iki kişinin imzasının da bulunduğu 03.07.2008 tarihli tutanakta A. K.'nın okuma yazma bilmediğinin belirtilmiş olması dikkate alındığında, 7201 sayılı Kanun'un 22. ve 24. maddelerinde belirtilen yöntemlere aykırı olarak A. K.'ya yapılan tebligat işlemi geçersiz olup, 07.05.2008 tarihli hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Katılan kurum tarafından kaçak kullanım bedelinin 195,07 TL olarak bildirildiği, ancak bilirkişi tarafından vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre kurumun gerçek zararının 39,14 TL olarak hesaplandığının anlaşılması karşısında, “katılan kurumun bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" ilişkin sanığa tebligat yapılması, ödeme konusunda makul bir süre verilmesi, sonucuna göre sanık hakkında 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.