Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29186 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 33840 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 6 - 2014/6276MAHKEMESİ : Ünye 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/07/2009NUMARASI : 2007/145 (E) ve 2009/624 (K)SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tebligat işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Tebligat Kanununun 35. maddesinde kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılan kimseye, adresini değiştirdiği takdirde yeni adresini hemen tebliğ yaptıran kaza merciine bildirme yükümlülüğü getirilmiş, bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı öngörülmüştür. Tebligat Kanunu’nun 35/2. ve Tüzüğün 55. maddelerine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35.maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.Somut olayda sanığın yokluğunda verilen karar, sanığın sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği adresine gönderilmiş, muhatabın adresinden ayrıldığı belirtilerek tebligat evrakının iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır. Bu adreste sanığa daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından, 35. maddeye göre yapılan tebligat işlemi de geçersizdir. Açıklanan nedenlerle sanığın temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 06.12.2006 tarihinde 5560 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK’nın 142/4. maddesinde değişiklik yapılmadan önce (hırsızlıkla birlikte işlense bile) mala zarar verme suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, mağdurun 27.09.2007 tarihli talimat duruşmasında şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, sanıktan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden TCK'nın 73/4. maddesi uyarınca 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesinin uygulanma olasılığının değerlendirilmesi zorunluluğunun bulunması, 2- Sanığın, üzerine atılı suçları her aşamada inkar etmesi, olayın tanığı konumundaki S. G.'in aşamalardaki ifadelerinde, fotoğraftan yaptığı teşhisde sanığın faiilerden birine benzediğini, emin olmadığını beyan etmesi, olaydan önceki iki gün sanığın, ilçedeki kahvehanede tanık H. H. tarafından görülmüş olmasının ise, üzerine atılı suçlardan mahkumiyetini gerektirir yasal ve yeterli bir delil olmadığı gözetilerek, adı geçen tanığa canlı olarak teşhis yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3- Yapılan yargılama sırasında, talimat mahkemesince alınan 24.03.2009 günlü beyanında duruşmadan bağışık tutulmayı istemediğini, asıl mahkemesinde beyanda bulunmak ve savunma yapmak istediğini belirten sanık çağrılmadan ve mahkemesince savunması alınmadan hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.