Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28899 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 36167 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/297183MAHKEMESİ : Kazan Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/03/2012NUMARASI : 2011/189 (E) ve 2012/96 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 13/03/2012 tarihli, 2011/2-376 Esas ve 2012/90 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmakta; koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kurumu, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklik sonrasında ise sanıkların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilmesi, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde öncelikle uygulanması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip verilmeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2- 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesinde “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.