Tebliğname No : 2 - 2012/248724MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 1996/1293 (E) ve 1999/135 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 9/1.maddesine göre, 01/06/2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak Türk Ceza Kanunu'nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir. Aynı Kanun'un 9/3. maddesine göre de, lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Bu düzenlemelerden ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/12/2005 gün ve 2005/3-162-173 sayılı kararından anlaşılacağı üzere, kesin yargı haline gelmiş bir hükümde değişiklik yargılaması yapılması, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya her iki yasanın tüm hükümleri birbirine karıştırılmaksızın uygulanmak suretiyle ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini ve bunların karşılaştırılmasını gerektirir. Sonraki yasa suçun unsurlarını veya özel hallerini değiştiriyorsa veya cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi ya da artırım veya indirim nedenlerinin değerlendirilmesi gerekiyorsa, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi ya da ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılması zorunlu ise, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece duruşma açılarak; 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olması nedeniyle kesinleşenkararda, hükümlünün müştekiye ait konuta geceleyin yanında Cengiz Unseren isimli başka bir şahısla birlikte girmek suretiyle işlediği hırsızlık eyleminde 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyan hırsızlık suçunun yanı sıra, aynı Kanun'un 151/1, 116/2-4. maddelerine uyan mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının da oluştuğu kabul edilmekle birlikte, konut dokunulmazlığını bozma suçuna ilişkin TCK'nın 119/1-c maddesinin de uygulanması gerektiği gözetilerek ve ayrıca müştekinin şikayetçi olması karşısında; mala zarar verme suçu yönünden CMK'nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerekirken, evrak üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.