Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26948 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32096 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Mahkemece suça sürüklenen çocuğa müdafii atanmış olup, müdafii olarak atanan Av. ...'nın 09.06.2010 tarihli oturumda suça sürüklenen çocuğun sorgusu sırasında hazır bulunarak savunmasını üstlendiği anlaşılmakla; 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 11. maddesine göre, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği halde, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin yokluğunda verilen hükmün müdafii yerine suça sürüklenen çocuğa tebliği usulsüz olduğundan, suça sürüklenen çocuğun temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir" hükmü uyarınca, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen suça sürüklenen çocuk hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken yeniden değerlendirme yapılarak açıklanan hükümdeki cezaların ertelenmesine karar verilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.I- Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesiyle, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuğun temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre yürürlükte bulunan CMUK'nin 317. Maddesi gereğince REDDİNE, II- Konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, III- Hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise; Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Suça sürüklenen çocuğun, olay günü, apartmanın bahçesindeki demire kilitlenerek bırakılmış, üç müştekiye ait 4 bisikleti çalması biçimindeki eyleminde, söz konusu bisikletlerin farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda olması nedeniyle hakkında üç mahkumiyet hükmü kurulması yerine, koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesinin uygulanması,2- Olay günü, gece vakti başka bir bisiklet hırsızlık suçunu işledikleri sırasında yakalanan suça sürüklenen çocuğun, kağıt arabasında ele geçen ve depoda sakladığı diğer bisikletleri nereden çaldıklarını söylemek suretiyle, bisikletlerin soruşturma aşamasında müştekilere iadesini sağlaması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nin 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 maddesi yollamasıyla CMUK'nin 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.