Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26805 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32368 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 6 - 2013/380303MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/11/2013NUMARASI : 1997/1385 (E) ve 1999/84 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 9/1. maddesine göre, 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak Türk Ceza Kanunu'nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir. Aynı Kanun'un 9/3. maddesine göre de, lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Bu düzenlemelerden ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.12.2005 gün ve 2005/3-162-173 sayılı kararından anlaşılacağı üzere kesin yargı haline gelmiş bir hükümde değişiklik yargılaması yapılması, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya her iki yasanın tüm hükümleri birbirine karıştırılmaksızın uygulanmak suretiyle ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini ve bunların karşılaştırılmasını gerektirir. Sonraki yasa suçun unsurlarını veya özel hallerini değiştiriyorsa veya cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi ya da artırım veya indirim nedenlerinin değerlendirilmesi gerekiyorsa, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi ya da ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılması zorunlu ise, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece duruşma açılarak delillerin tartışılması ve lehe Kanun'un belirlenmesi gerekirken, evrak üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de; 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı, 5237 sayılı TCK’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile, 765 sayılı TCY’nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, sanıkların yakınanın evine, havalandırma penceresinden girerek suça konu eşyaları çalmaları biçimindeki olayda; eylemin 5237 sayılı Yasa'nın 142/1-b maddesinde belirtilen hırsızlık suçunun yanı sıra, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu da oluşturduğu ve bu suçtan da uygulama yapılarak lehe yasanın tespiti gerekirken, bu konuda değerlendirme yapılmadığının anlaşılması karşısında; öncelikle anılan suç nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağıda araştırılarak sonucuna göre, lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.