Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2638 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 30331 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 2 - 2012/281776MAHKEMESİ : Nizip 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/09/2012NUMARASI : 2012/543 (E) ve 2012/373 (K)SUÇ : Mühür bozma, karşılıksız yararlanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan verilen hükme yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; Katılan kurumun 07.07.2011 tarihli yazısına göre, kaçak kullanım bedelinin taksitlendirilerek, 235,55 TL olan ilk taksitinin ödendiğinin bildirilmesi ve ödenen miktarın bilirkişi tarafından 35,49 TL olarak hesaplanan kaçak kullanım bedelini karşıladığının anlaşılması karşısında; katılan kurumun zararını tazmin etmiş olan sanık hakkında, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, esastan inceleme yapılarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,katılan vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 223/4-a maddesi uyarınca sanık hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, II-Sanık hakkında mühür bozma suçundan verilen hükme yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; 6352 sayılı Yasanın 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2012 tarihli iade kararı sadece elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan kurulan hükümle ilgili olup daha önce mühür bozma suçundan kurulan hüküm ile bu hükme karşı yapılan temyiz başvuruları geçerli olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararından sonra mühür bozma suçundan kurulan hüküm hukuken geçersiz olup katılan vekilinin mühür bozma suçundan 08.07.2011 tarihinde verilen karara yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede; Fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan beraat kararı verilemeyeceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve dairemizin uyum gösteren kararlarının da bu yönde olduğu gözetilmeden 5271 Sayılı CMK'nın 193/2. maddesine yanlış anlam verilmek suretiyle sanığın sorgusu yapılmadan delil takdiri yoluna gidilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 12/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.