MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-) Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında katılan ...’a ve yakınan ...’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma ve katılan ...’a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK'nın 151/1. maddesinde seçimlik olarak düzenlenmiş hapis ve adli para cezalarından hapis cezasının tercih edilmesi halinde, TCK'nın 50/2 maddesi uyarınca seçilen hapis cezasının artık adli para cezasına çevrilemeyeceği düzenlenmiş ise de, seçimlik ceza öngören atılı suçta adli para cezasının tercih edileceğine dair yasal bir zorunluluk bulunmadığı, ancak mahkemenin hapis cezası tercih etmesi halinde anılan Kanun'un 50/3. maddesi uyarınca verilen hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesinin gerekmesi ve adli para cezasına çevrilemeyeceğine dair bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamadeki bozma düşüncesine katılınmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2-) Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında katılan ...’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinde yer alan "değer azlığı" kavramı, daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca ihtiyacı kadar ve değeri az olan malın alınması olup, somut olayda, hırsızlık suçunun işleniş biçimine göre uygulanma koşulları bulunmadığı gözetilerek tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 3-) Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında yakınan ...’a yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; a-) İddianamede suça sürüklenen çocukların yakınana yönelik mala zarar verme suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden CMK’nın 225/1 maddesine aykırı biçimde mala zarar verme suçundan hüküm kurulması, b-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2009 gün ve 2009/6-80-123 sayılı kararı ve dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-b maddesinde belirtilen ‘özel becerinin’ elde veya üstte taşınan eşyanın alınması hali ile sınırlı olduğu, yasa koyucunun 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesinde yer alan “şahsi çeviklik suretiyle hırsızlık” suçuna benzer bir düzenlemeye 5237 sayılı TCK’da yer vermediği, suça sürüklenen çocukların hırsızlık eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasa'nın 142/2-b maddesiyle hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.