MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanma, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü : I- Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Sanık hakkında temel cezanın TCK'nın 58/3. madde-fıkrasındaki düzenleme uyarınca hapis olarak belirlendiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle aynı Kanun'un 50/2. maddesine aykırı davranılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Mülkiyeti katılana ait evde kiracı olarak oturan sanığın evi tahliye ederken mutfak dolabı, tezgah, daire ve bahçe kapısını söküp götürmekten ibaret eyleminin TCK'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 155/1. madde-fıkrasının uygulanarak yazılı şekilde hüküm kurulan, Kabule göre de; 2- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı, mahkemenin eylemi hırsızlık değil güveni kötüye kullanma olarak nitelendirip hırsızlık suçundan beraat kararı verip güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin hangi suçu oluşturduğuna dair tartışmanın gerekçe bölümünde yapılıp hüküm kısmında sadece oluştuğu kabul edilen suçla ilgili hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde aynı eylem nedeniyle hırsızlık nitelemesinden beraat kararı verilip güveni kötüye kullanma nitelendirilmesinden ise mahkumiyet hükmü kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 05/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.