MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Mala zarar verme , İşyeri dokunulmazlığını bozma, Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü:I-) Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Hırsızlık suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından katılan vekilinin temyiz isteğinin CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,II-) Sanıklar ..., ..., ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan duruşmaya toplanan delilere, gerekçeye hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,III-) Sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesindeDosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, işyeri dokunulmazlığını bozmak suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, adli sicil kaydına göre suç tarihinde sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında yargılama sürecindeki davranışları ve pişmanlığı gözetilerek TCK'nın 62 ve 51. maddeleri uygulandığı halde, CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden “Sanığın katılanın zararını gidermediği anlaşıldığından sanık hakkında CMK 231.maddenin tabikine yer olmadığına ” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.