MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, etme, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/1-2. maddesi "Tebligatın,tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" ve aynı Kanunun 21/2. maddesi "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adres olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yeri muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükümlerini içermektedir. Oysa, sanık ...'in yokluğunda kurulan 01.12.2011 tarihli hüküm,Tebligat Kanununun anılan 10. maddesine aykırı olarak, kovuşturma aşamasında ifadesi alınırken bildirdiği, bilinen en son adresi olan ".... Pendik İstanbul" adresi yerine,sanığın soruşturma aşamasında bildirdiği "....Pendik İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı gibi, bu adres sanığın adres kayıt bildirme sistemindeki adresi olmadığı ve sanığın bu adreste tanınmadığı belirlendiği halde, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine aykırı olarak hükmün bu adreste sanığa Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş olması nedenleriyle tebligatın geçersiz olduğu, hükmün kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağı, sanık ve müdafiinin öğrenme ile yaptıkları temyizin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;I- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 Sayılı CYUY.nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322.maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nun 53/1-c maddesinde öngörülen velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),II- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde,Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Sanıklar ... ve ...'ın yüklenen suçları kabul etmemeleri ve kamera görüntüleri ile çalıntı otoyu satması nedeniyle eylemleri sabit görülen sanık ...'in, suçları birlikte işlediklerine yönelik bir anlatımda bulunmaması karşısında,oluşan kuşkunun giderilmesi için; olay yeri inceleme raporunda hırsızlık suçunun işlendiği yakınanın evinde, karşılaştırmaya elverişli parmak izi bulunduğu bildirildiğinden, olay yeri izleri ilgili kurumdan getirtilerek sanıklara ait olup olmadığı saptanmadan, çalıntı otoyu satın alan Çelebi Filiz tanık olarak dinlenerek gerekirse tanığa otoyu satan sanık ...'ın yanında bulunan ikinci kişinin sanıklardan biri olup olmadığına yönelik teşhis yaptırılmadan, soruşturma aşamasında yükletilen suçları sanıkların işlediğine dair ihbarı yapan Mehmet Dost'un tanık olarak ifadesi alınmadan ve sanıkların, diğer sanık ...'la birlikte yargılamaya konu olmayan başka bir çalıntı otoda birlikte yakalanmaları dışında mahkumiyete yeter sayılan, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıtların neler olduğu kararda açıklanıp tartışılmadan, eksik araştırma ve inceleme ile sanıklar ... ve ...'ın hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kabule göre de;2- Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarının,yakınan ve ailesinin uyumak amacıyla odalarına çekildikleri gece saat 23.00 ile çalınan otonun kamera görüntülerinin elde olunduğu, gündüz saat 05.50 saatleri arasındaki zaman diliminde gerçekleştirildiği ve sanıkların suç saatine yönelik herhangi bir açıklama yapmamaları karşısında, suç tarihinde gece vaktinin saat 04.45'e kadar sürdüğü de gözetilerek, kamera görüntülerinin alındığı gişeler ile suçun işlendiği yakınanın evi arasındaki mesafe araştırılarak, sanıkların bu mesafeyi alabilecekleri süre gerekirse bilirkişi marifeti ile belirlenerek gerçek suç saati saptanmadan ve suçların gece vakti işlendiklerini kabul için yeter sayılan kanıtlar kararda açıklanıp tartışılmadan sanıklar ..., ... ve ... hakkında 5237 sayılı TCK.nun 143/1 ve 116/4. maddelerinin uygulanması,3- Sanıkların yakınanın evine mutfak penceresinden girerek cüzdan ve oto anahtarını aldıktan sonra bu anahtarı kullanarak evin önündeki otoyu çalmak şeklinde gerçekleşen hırsızlık eylemlerinin bütün halinde 5237 sayılı TCK.nun 142/2-d maddesinde düzenlenen hısızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, aynı Kanunun 142/1-b maddesi ile uygulama yapılarak eksik ceza belirlenmesi,4- İddianamede uygulanması istenen kanun maddeleri arasında yer verilmediği halde, 5271 sayılı CMK.nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanımaksızın, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nun 119/1-c maddesi uygulanmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,5- 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyları üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi.Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca hırsızlık suçundan yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 03/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.