Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2530 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12058 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2009/234878MAHKEMESİ : Kemer Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/11/2008NUMARASI : 2006/126 (E) ve 2008/1108 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Bütün aşamalarda madde bağımlısı olduğunu ve tedavi gördüğünü ifade eden ve dosya içeriğinden tedavi gördüğü anlaşılan sanığın mevcut rahatsızlığının 5237 sayılı TCK.nun 32.maddesi uyarınca ceza sorumluluğunu tamamen yada kısmen kaldıracak biçimde, işlediği suçun hukuki sonuçlarını algılama veya davranışlarına yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltıp azaltmadığı konusunda uzman hekim raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı biçimde hüküm kurulması, 2- Hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörülmüş olup bu iki seçenekten biri uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve davranışlarına bağlı olarak, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyup uymayacağının değerlendirilmesine dayanması gerektiği gözetilmeden ve gerekçesi gösterilmeden cezayla birlikte tedavi ve denetimli serbestli tedbirine hükmedilmesi, 3- Suça konu eşyaların bir kısmının sanığın bilgisi dahilinde kardeşi tarafından getirilerek görevliler vasıtasıyla sahiplerine iade edilmiş olması ve mağdurlardan A.. A..'ın kısmi iadeye muvafakat ettiğini açıkladığı gibi şikayetinden vazgeçen diğer mağdurunda kısmi iadeye muvafakat etmesinin kuvvetle muhtemel olması karşısında; öncelikle hazırlık aşamasında teslim tesellüm tutanağında imzası bulunan ancak yargılama aşamasında eşyaların kendisine teslim edilmediğini belirten mağdur İ.. Ç..'a çelişkinin nedeni sorularak kendisine ait herhangi bir eşyanın teslim edilip edilmediği açıklığa kavuşturulup, kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı da sorularak sonucuna göre TCK.nun 168/1 maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmadığı gibi kısmi iadeye rızasının bulunduğu açıklayan diğer mağdur A.. A..'a karşı işlenen eylemden dolayı TCK.nun 168/1 maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 12/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.