Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24933 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 35431 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/277654MAHKEMESİ : İzmir 2. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2012NUMARASI : 2012/668 (E) ve 2012/676 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocuğun kilitli olmayıp iple bağlı bagaj kapısının ipini yakarak bagajda bulunan krikoyu çalması biçimindeki eyleminin, TCK'nın 141/1 maddesinde tanımlanan suçun oluştuğu gözetilmeden nitelendirmede yanılgıya düşülerek aynı Yasa'nın 142/1-b maddesi uyarınca hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesi, 2-Dosya içinde mevcut yakalama tutanağı, suça sürüklenen çocuğun değişmeyen savunmalarına göre; suça sürüklenen çocuğun polisler tarafından araç içinde görüldüğü ve kaçmaya başladığı, kaçarken çaldığı krikoyu attığı ve polisler tarafından kesintisiz takip sonucu yakalandığı anlaşılmakla, eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı ve TCK'nın 35. maddelesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Hırsızlık suçunun kalkışma aşamasında kaldığının anlaşılması karşısında TCK'nın 168. maddesinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması, 4- Açıklanması geri bırakılan hükmün, açıklanması için 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 1.fıkrası uyarınca duruşma açılarak ve oluşan yeni durum karşısında, duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanık ile varsa katılan haberdar edilip, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinin ya da denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yasal ve geçerli bir mazereti bulunmadığı halde yerine getirmediğinin yapılan duruşma sonunda tespiti halinde, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 11. fıkrası gereğince hüküm ilk şekliyle açıklanır. Bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki koşuldan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle 5560 sayılı Yasa'nın 23. maddesi ile CMK'nın 231. maddesine eklenen 7. fıkra gereğince uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere, önceki hükümde bir değişiklik yapılamayacaktır. Açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar ise temyiz ya da kanun yararına bozma yoluyla Yargıtayca yapılacak inceleme sonucunda giderilebilecektir. Ancak; hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemediği halde yalnızca kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirememiş olabilir. Bu durumda ise mahkeme; hükmün açıklanması amacıyla yapılan duruşma sonucunda denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın, söz konusu yükümlülüğü yerine getirememe nedeniyle ilgili durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine, ya da koşulların varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir. Ancak hiçbir durumda mahkemece, sübut ve nitelendirmeye ilişkin önceki uygulamadan farklı bir uygulama yapılması olanaklı değildir. Yapılan açıklamalar gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkındaki geri bırakılan hükmün aynen açıklanması, yasal zorunluluk nedeniyle de kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerekmektedir. 5237 sayılı TCK'nın 50/3.maddesi uyarınca daha önce hapis cezasına mahkûm edilmeyen ve fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli 5 ay 5 gün hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine 28/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.