MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:1)Sanık Abdulkadir Oskan hakkında kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıkların mağdura ait park halindeki kilitli aracın camını kırıp araç içerisinden mağdurun çantasını aldıkları ve olay yerinden kendi araçlarıyla ayrıldıkları sırada eylemlerine tanık olan kolluk görevlisi ...'in sanıklara müdahale imkanı olmadığından gittikleri istikamette bulunan diğer kolluk görevlisine ihbarda bulunduğu ve sanıkların eylemlerini tamamladıktan sonra suç konusu çanta ile kesintisiz takip olmaksızın yakalandıklarının anlaşılması karşısında,sanık hakkında TCK'nın 142/1-b maddesi yerine aynı Yasa'nın 141/1. maddesi uyarınca teşebbüsten hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,2) Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyizine gelince;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;I-Sanıkların mağdura ait park halindeki kilitli aracın camını kırıp araç içerisinden mağdurun çantasını ald??kları ve olay yerinden kendi araçlarıyla ayrıldıkları sırada eylemlerine tanık olan kolluk görevlisi ...'in sanıklara müdahale imkanı olmadığından gittikleri istikamette bulunan diğer kolluk görevlisine ihbarda bulunduğu ve sanıkların eylemlerini tamamladıktan sonra suç konusu çanta ile kesintisiz takip olmaksızın yakalandıklarının anlaşılması karşısında ,sanık hakkında TCK'nın 142/1-b maddesi yerine aynı yasanın 141/1,35/1-2 maddeleri uyarınca hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini,II- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, olayda mağdurun zaarrının karşılanmış olduğu ve sanığın adli sicil kaydındaki mahkumiyetlerinin adli sicilden silinme koşulları oluştuğu gözetilerek, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendi uyarınca, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşacak kanaate göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; “...silinme koşulları oluşmayan sabıkasının bulunması...” şeklinde, yasal olmayan, yetersiz gerekçeyle sanık hakkında aynı Kanun'un 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1 maddesi yollamasıyla CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.