Tebliğname No : 8 - 2014/40980MAHKEMESİ : Kızıltepe 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/801 (E) ve 2013/623 (K)SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozmaDosya incelenerek gereği düşünüldü: Mühür bozma suçundan 10.06.2010 tarihli ve karşılıksız yararlanma suçundan 31.10.2013 tarihli hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin yapılan incelemesinde; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11 - 250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, olayda katılan kurumun tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan maddi bir zararın da belirlenemediği ve sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasının da bulunmadığı gözetilerek; mühür bozma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendi uyarınca, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşacak kanaate göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; “... katılan kurumun zararını karşılamadığından ...” şeklinde yasal olmayan, yetersiz gerekçeyle sanık hakkında aynı Kanun'un 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun'un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, "yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi" olduğu değerlendirilip, anılan Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince; sanığa, “şikâyetçi kurumun bilirkişi tarafından tespit edilecek zararını gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, yasal süre geçirilip yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.