Tebliğname No : 2 - 2012/271858MAHKEMESİ : İstanbul 1. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2012NUMARASI : 2009/641 (E) ve 2012/540 (K)SUÇ : Hırsızlık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocuğun, mağdurun dükkanındaki yazar kasadan parayı çaldığı sırada mağdur tarafından farkedilerek kesintisiz takip sonucu yakalanması şeklinde gerçekleşen hırsızlık eyleminin, teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, "suça sürüklenen çocuğun işyerinden parayı alıp kendi egemenliğine geçirdiği ve sanığın gönderilmemesi üzerine polis zoru ile üzerinden paranın alınarak geri verilmesi nedeniyle hırsızlık eyleminin tamamlandığı" şeklindeki, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile hırsızlık eyleminin tamamlandığı kabul edilerek fazla ceza belirlenmesi, 2-Suça sürüklenen çocuğun suç şüphesiyle yakalanması üzerine yapılan adli soruşturma sırasında ismini "Burçin" olarak bildirip, soyadını, anne ve baba adını bilmediğini, on bir yaşında olduğunu söylemesi üzerine şüphelenilerek araştırıldığında, henüz herhangi bir tutanak düzenlenmeden, gerçek kimlik bilgilerinin belirlenmesi şeklinde gerçekleşen olayda; suça sürüklenen çocuğun kimliğine ilişkin beyanının sadece “Burçin” olarak ad bildirmekten ibaret olup bu kimliğe ilişkin belirlenebilir soyadı, anne - baba adı, doğum tarihi, nüfusa kayıtlı olduğu il ve ilçe, TC kimlik numarası vb. diğer insanlardan ayırt edebilecek şekilde gerçekten var olup olmadığını tespite yarayacak ve bir kimse hakkında soruşturma başlatılmasını sağlayabilecek bir kimlik bilgisi beyanında bulunmaması karşısında; olayda 5237 sayılı TCK'nın 268/1. maddesi delaleti ile 267/1. maddesinde öngörülen "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun unsurları oluşmadığı gibi "Burçin" adına düzenlenmiş bir belge de bulunmaması nedeniyle aynı Kanun'un 206/1. maddesinde tanımlanan suçun da oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, 3- 5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı kısmen isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.