Tebliğname No : 2 - 2015/128953MAHKEMESİ : Denizli 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/03/2014NUMARASI : 2013/87 (E) ve 2013/505 (K)SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın 11/03/2014 tarihli temyiz dilekçesinde temyiz istemi ile birlikte eski hale getirme talebinde de bulunduğu ve temyiz aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında karar verme yetkisinin CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca temyiz merciine ait olması nedeniyle Denizli 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21/03/2014 tarihli temyiz ve infaz durdurma talebinin reddine dair ek kararın yok hükmünde bulunduğu belirlenerek; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30/1. maddesine göre adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Aynı Yönetmelik'in 48.maddesinde “bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Yine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre ise "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." Aynı maddenin 6099 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle değiştirilen 2. fıkrasına göre ise; "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanun'un gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Somut olayda, yokluğunda verilen kararın sanığın 21/09/2008 tarihli sorgusu sırasında bildirdiği “......Salihli” adresine site ismi belirtilmeden eksik bilgi ile tebliğe çıkartıldığı, tebligat parçasının şahsın tanınmadığından bahisle 08/11/2013 tarihinde iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre aynı gün tebligat yapıldığı gibi, bilahare 02/12/2013 tarihinde bu kez bilinen son adresi olan ve Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 20/01/2012 tarihli yazısı ekindeki adres beyan tutanağında belirtilen “A...Mahallesi, V... Caddesi, No:.., T.../Denizli” adresine yine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmış ise de; sanığın gerek sorgusu sırasında mahkemeye ve gerekse cezaevine bildirdiği adreslerde daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından, kendisine 35. maddeye göre yapılan tebligat işlemlerinin de usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eski hale getirme talebinin kabulü ile 11/03/2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 116/1 ve 151/1. maddelerinde tanımlanan hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları için öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre, suçun işlendiği 01/01/2002 gününden inceleme tarihine kadar aynı Kanun’un 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımının geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 23/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.