Elektrik hırsızlığı suçundan sanık Metinin, 765 sayılı Türk Ceza Ka-nunu'nun 491/ilk, 80, 522. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair (Şişli Onikinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nin 07.06.2006 tarihli ve 2006/101 esas, 2006/465 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 08.02.2008 tarihli ve 26871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un lehe hükümlerinin uygulanması amacıyla yapılan talep üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına ilişkin (Şişli Yedinci Asliye Ceza Mahkemesi) nin (Şişli Onikinci Asliye Ceza Mahkemesi kapatılmış olmakla) 22.04.2008 tarihli ve 2006/101 esas, 2006/465 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair (İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 14.05.2008 tarihli ve 2008/868 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 07.06.2010 gün ve 2010/6800-36487 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın 24.06.2010 gün ve 2010/146722 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre; 1-Hükmün kesinleşmesinden sonra 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi ile yürürlüğe giren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin tartışılmasının takdir hakkının kullanılmasını gerektirdiği ve dolayısıyla duruşmalı inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiği,2-Kamunun uğradığı zararın ödenmiş olduğu ve sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı, cihetle itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. Gereği düşünüldü: Hükümlü hakkında Şişli Onikinci Asliye Ceza Mahkemesi'nin, 07.06.2006 tarih 2006/101-465 sayılı kararı ile elektrik hırsızlığı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, 5728 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, Şişli Yedinci Asliye Ceza Mahkemesi'nce, CMK'nın 231. maddesi uyarınca yapılan değerlendirmede, hükümlünün adli sicil kaydından çok sayıda kasıtlı suçtan sabıkasının bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dosya üzerinde inceleme ile itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiş, hükümlü vekilinin süresi içerisinde itirazı üzerine, İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesi'nce itirazın reddine karar verilmekle kesinleşmiştir. 5728 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında "Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkumiyet kararları hakkında lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece 13.12.2004 tarih ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98 ila 101. maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak hükmün konusunun herhangi bir in-celeme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde, inceleme duruşma açılmak suretiyle yapılabilir." hükmü getirilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 29.09.2009 gün, 2009/9-91,212 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5728 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş, infaz edilmekte ve hatta koşulları bulunmakta ise infaz edilmiş olan mahkumiyet kararları hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilişkin uyarlama, hükmü veren mahkemece, genel bir ilke olarak objektif koşulların (mahkumiyet hükmü olması, suç niteliği ve ceza miktarı ile daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmama) değerlendirilmesiyle sınırlı bir inceleme yapılması halinde evrak üzerinde, sübjektif koşulların (sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarının) değerlendirilmesi gereken hallerde ise duruşma açılarak yapılmalıdır. Dosyada mevcut 05.03.2008 tarihli banka dekontundan katılan idare zararının karşılandığı anlaşılmış, sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde ise; silinme koşulları oluşmuş bulunan mahkumiyetleri dışındaki tüm hükümlülüklerinin, inceleme konusu suç tarihinden sonra kesinleştiği görülmüştür. Bu itibarla, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi ve daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunmasına ilişkin objektif koşulların oluştuğu açıktır. Objektif koşulların varlığı halinde mahkemece sübjektif koşullar değerlendirilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hakkında karar verilmesi gerektiğinden ve sübjektif koşullara ilişkin değerlendirmenin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun anılan kararında belirtildiği üzere duruşmalı inceleme ile yapılması zorunlu bulunduğundan, Şişli Yedinci Asliye Ceza Mahkemesi'nce duruşmalı inceleme yapılmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden sübjektif koşulların değerlendirilmemesi karşısında, itiraz merciince, itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesi nedeniyle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 14.05.2008 gün ve 2008/868 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca (BOZULMASINA), sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 14.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.